6 Mart 2012 Salı

şiir hiç'tir...

şiir, "hiç" tir...
      bu "hiç" in ötesindeki herşey hikâyedir!...
            şiir, "hiç" tir...
                  ve şiir, sadece "budur"...
 
"hiç" nedir var mı bilen?..
      ya; gerçekten hikâye anlatmasını bilen?
            ama hikaye gibi değil,
                  "hiç" gibi...
 
şiir yazmasını bilen var mı?
      hikaye anlatır gibi
            ya; herşeyi bilen var mı?
                  hiç bir şeyi, bilir gibi...
 
şiir yazmak, cücelerin işi...
      cüce kimdir, bilen var mı?..
            hele saltanattan bahsedilince,
                  çöllere düşüp mecnun olanınız var mı?
 
şiir ne'dir?.. /// şiir = ne değildir...
      cüce hiç olur mu hiç?
            çöl, kum kum "hûûû" diye inlerken,
                  mecnûn; âşık olup, "hiç" olmaz mı hiç...
 
cücelerin temâşasına bak;
      hiç işte! ne garip seyr-ü sefer
            birkaç mısra yazmak ne büyük kerâmet (!!!!)
                  dön de sivrisineğin haline bak!...
 
hiç, bir şeyi bilir mi cüce;
      veya herşeyi bir şey bilir mi?
            ne büyük bir şey ki hiç'lik;
                  hiç'liğin aslında kerâmet...
 
bıktım, binbir gece masallarından;
      gözüm, hiç bin gece masalları'nda.
            yakut rengine bürünürken gece,
                  bir şiir yazılır "hiç"in son hecesinde...
 
şiir, "hiç" tir...
      bu "hiç" in ötesindeki herşey hikâyedir!...
            şiir, "hiç" tir...
                  ve şiir, sadece "budur"...
 
 
24 kasım 2005
mustafa nazif

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder