söz uçtu,
yazı düş'e kaldı...
düş ben oldum,
sen düşe kaldın...
boşaltalım bu şehri bir leyl vakti // düş'e kalalım...
yazı düş'e kaldı...
düş ben oldum,
sen düşe kaldın...
boşaltalım bu şehri bir leyl vakti // düş'e kalalım...
...
sokaklar hain bir pusunun gece nöbetçisi, kıvrıldıkça fahişe
yatakların kokusu kıvrım kıvrım... ne geldiğimi görür gözleriniz, ne de
gözlerim bakar gözlerinize... vazgeçin; altı üstü yok bir adamım sizler
için... artık bir silüet olabilirsiniz gölgesiz, yalnızlıklar benim
olsun, siz-siz ve kim-se-siz... gece yldızlarını döküyor avuçlarıma,
saçlarıma ve sakallarıma da düştüğü vâkidir yıllar önce... âh, nice
yıldızlar kayar gökler duaya yırtılırken... kendini silüetvâri
kalabalıklara teslim etmiş sarhoş ağızların esiri sokakları adımlarken,
bir adını sayıklıyorum, bir de adına sen karışmış yalnızlığımı... âh
sen-li yalnızlığım...
gece hain pusuda; sokaklar
böylesi kıvrım kıvrım...
ne geldiğimi görüyor insan-cık,
ne de ben görüyorum.
// silüet!
// gölge
// ne kadar yok!
// âh, yalnız(-lık)...
böylesi kıvrım kıvrım...
ne geldiğimi görüyor insan-cık,
ne de ben görüyorum.
// silüet!
// gölge
// ne kadar yok!
// âh, yalnız(-lık)...
kanayan bir yanı var bu şehrin / ya da,
kanatan yanları(-mısın), âh âsitâne:
gözüme bakmayan göz,
sözümü duymayan, el gibisin
// yabancı!
// hicret!
// duy!
// âh, sarsan...
yaralıdır bu şehir, ben sanıyorum geceyi karanlıklarını üzerime bıraktığı her an, be an!... tîn'e andolsun ki, gece(-n) benim ve uykularını kaçıran düşbozumu, ben'im... bırak bir düşün daha bozulsun, artık rüyalarına teslim ederken uykularını, pencereni aç, gökyüzüne bak: gece benim, yıldız ben... şimdi sen, kaderin üstüne düşen beyaz bir leke gibisin, âh ne kadar gerçeksin ve eğer gelmezsen ne kadar yalân!... düş, üstüne yazılmış... yazı, düş'e yazılmış... yazı, su üstüne yazılmış... diyâr(-ın)a akarken, usul usul: sen bütün düşlerinden sıyrıl, bir kucak düş-e kal(-san) âh...
düş'e kaldı düşlerim,
karanlık üzerimde kara bir ağıt!
tîne yemin etmek, ne kolay âh!
uykularını kaçıran düş benim...
bir düş daha bozuldu usul usul.
karanlıklar ardından sıyrılıp geldi rûh.
ezel benim, ebed benim,
yıldız ben!...
// sen, düş üstüme
// yazı, su üstüne
// şiir, kâl üstüne...
ne kadar da düş'e kaldık; öyle ya,
ne kadar gerçeksek, o kadar düş'e kaldık...
bir yemin de benden olsun leyl aşkına;
âsitâne hüzün gözlerinin adı,
// düşeyazılsın...
15aralık2005
mustafa nazif
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder